Kendini arayanların, gönlü sıkılanların şifa kapısı olan, sayısız eserleri barındıran, sahabeler şehridir Kilis...Tarih boyunca farklı kültürlerin zengin birikimiyle yoğrulan Anadolu her dönemde değişik inançlara mensup toplulukları kucaklamıştır. Kadim Anadolu'da çok tanrılı dinlerden Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyete dek sayısız dinin yeşerdiği bölgelerden biri de Kilis'tir. Halife Hz. Ömer zamanında İslamiyet ile tanışan Kilis, sayısız din adamı yetiştiren alimlerin yerleşerek eğitim faaliyetleri gerçekleştirdikleri bir şehir olmuştur. İnanç Turizmi açısından değerlendirildiğinde zengin bir yapı ortaya koyan Kilis'te evliya ve sahabelere ait ziyaret yerleri, türbeler ve makamlar kentin dört yanını saran kutsal mekanlardır. Binlerce yıllık tarihi ve zengin kültürel birikimiyle önemli bir destinasyon noktası olan Kilis, günümüze kadar ulaşan dini mekanlarıyla duaların anlam kazandığı şehirdir. Hz. Ömer (r.a.) zamanında, Ebu Ubeyde Bin Cerrah kumandasında Bitlis'e kadar olan bölge fethedilmiş; Ruha, Mardin, Kilis ve Diyarbakır'da bimaristan olarak adlandırılan hastaneler inşa edilmiştir. Savaşta yaralanan sahabe efendilerimiz bu hastanelerde tedavi görmüş, şehit olanlarda buralarda defnedilmiştir. Kilis'te bu şekilde 70'den fazla sahabenin defnedildiği rivayet edilmektedir. Şurahbil Bin Hasene, Bilal-i Habeşi, Şeyh Mansır, Şeyh Muhammed Ensari, Şem'un Nebi, Şeyh Muhammed Bedevi, Şeyh Kırbe, Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve daha birçok türbe ile sahabe makam ve mezarlarıyla Kilis, sahabeler ve evliyalar şehridir.