Gelin getirilerek damadın evine indirildikten sonra, damadın donatılmasına geçilir. Öğleden sonra, önce davul zurna çalınır ve maniler söylenerek damat tıraş edilir. Tıraş bittikten sonra damat, ata bindirilerek yine mani ve “hay huylarla” köyün ortasındaki meydanlığa getirilir. damadın esvaplarını (giysi), kız kardeşi, yoksa anası, anası da yoksa yakın akrabalarından biri bir tepsi üzerinde götürür. Damat götürülürken birkaç adımda bir durulur ve maniler söylenir.
“İndim geldim Hamadan, / Öldüm kan ağlamadan / Dutta yaprak kalmadı / Yarama bağlamadan / Şu dağlar Ulu dağlar / Etrafı sulu dağlar (Etrafı koyu dağlar) / Ben yarimi yitirdim (Ben derdimi söylesem) / Gün döner bulut ağlar.”
Damadın eski esvapları abdallara (yörede davul-zurna çalan kişi) verilir, yeni esvapları “Maşallah” çekilerek (Kutlu olsun!Kutlu olsun! / Maşallah,Maşallah) giydirilir.
Bu sözleri genelde kadınlar söyler; erkeklerin de söylediği olur. Kadınlar söylerse ardından erkekler yineler.
“Allah Başacak sevindire dost, dost / Ehe, yoh, yoh, yoh” sözlerinden sonra - varsa oğlanın erkek kardeşine “akbili" (darısı başına anlamında söylenen söz)çekilir.
“Akbili…………….. de / Dost dost,ehe,yoh…,yoh ,”
Damada esvap giydirilirken arkadaşları ona şakayla karışık eziyet eder ve onu biraz hırpalar. Ama çok yakın arkadaşları ona kıyamaz, eziyetlerin kendilerine yapılmasını ister.Yüzlerine kil, kül, un, beyaz toprak, havare (yiyinti,yiyecek)… gibi şeyler sürerek gülüşür, şakalaşırlar. Daha sonra damat ata bindirilir. Maniler, ezgiler, haylar-huylar, yoh yohlar çekilir. Yol alınırken damadın yanındaki bir adam arada bir, atın önünü keserek ya da önüne yatarak hiç ezgi söylememiş gençlere mani söylettirir. Mani söylenmezse, atı yürütmez.